28 Kasım 2007 Çarşamba

dünün tersi gibi(ymiş)




















Dünün tersi gibi dedi bugün dün ölmeyi düşünürken (ya da düşünüyormuş gibi yaparken) bugün kendini gelecek planları yaparken (daha doğrusu birşuzamanlargeçsinadakları adarken) bulan cüce... Lamba cini gibi... o da benim gibi uykuyu seviyor sadece aslında...

27 Kasım 2007 Salı

I'm going to kill myself tomorrow


Bir arkadaşa "Araf"' tan bir intihar şarkısı hatırlatıldı (Iggy Pop-Gimme danger, little stranger) ve "I'm going to kill myself tomorrow" resmi yollandı...

Neyse ki bahsi geçen yarının gelmeyecek olması fikri ile uykuya dalabileceğim şimdi. Evet şimdi, tam şu an...

23 Kasım 2007 Cuma















misal bu da olmayan ülkenin topraklarında kaldı...bir nehrin kenarına oturup saatlerce boş boş durabilmek de...

Boa Sorte!

Yazmam lazım takrar kafamdakileri birbirine yapıştırabilmek için... Değil kafa dağıtmak, şöyle iki dakika hava alsın diye dışarı salasım yok aklımdakileri... Salınmış, saçılmış ne varsa tutkallamak için yazmam lazım tekrar.. Kalemlerimi (hem de renk renk) elime alıp; kokulu, renkli sayfaları olan "sıkıntı defterlerim" den birine yazsam daha iyi olurdu şüphesiz. Gelgelelim o sıkıntı defterleri, renkli kalemler ve sanal, sıkıntı olmayan ergen sıkıntımtraklarıyla beraber artık olmayan bir ülkede kaldılar.. Sınıfta elden ele dolaşırken birden kayboldular. İdareye haber verdik hatta nöbetçi öğretmenler sınıfı doldurdu, aradı, taradı kimseden çıkmadı. Sınıflar da kayboldu sonra, defterlerin dolaştığı eller de... Sonra şehirler kaybolmaya başladılar, yavaş yavaş ülkeler, iklimler falan derken en son uzun sarı saçlar kayboldular... (Sevgili Peter'in (nüfus kütüğüne Peter Pan olarak kayıtlıdır) ısırdığını hayal etmeden varolmayan dehşetengiz ziyafet sofraları gibi yavaş yavaş opaklığını yitirdi "neverland" de mahsur kalanlar. Öyle ki üflesem tozunu havaya uçuşturup görürüm gibi geliyor bütün o olmuş bitmişleri ama ya nefesim yetmiyor tozunu, dumanını üfürmeye ya da altından ne çıkacağını çok da merak etmiyorum ve etmemeliyim artık... Şimdi bu bilgisayar (ki adı cabbar* dır, bilgisayar denmesinden hiç haz etmez) var elimde. Bir de kimilerinin "anı" dediği salatalıklardan.. Ben bunlardan güzel cacık yaparım dedim bugün kendi kendime...

*Kendisi cevval bir alet olup, bütün teknolojik devinimlere direnç gösteren, irade sahibi, can yoldaşı, kamu malı, komün sistemden anlayan, devreleri olan, o devreleri aşağılayanları devrim devrim devirecek kabiliyette, hafif etine dolgun "ordenador" dur. (bilgisayar dendiğinde muazzam alınganlık gösterebilir.)