29 Ağustos 2009 Cumartesi

nederlentıraleylilaylilalililom :çok da acayip olmayan durumlar (2)

-En korktuğum şey başıma geldi, blog günceye dönüştü. Olmaz olsun..

-O değil de ev buldum resmen. Şaaahane bir insanla beraber, merkezde, dayalı döşeli bir deee balkonu var. İsveç den nargilemi getireceğimdir. Ekimde çıkıyoruz eve Nele Apla ile. Yine yeni yeniden bir Alman kardeşimiz. Tesadüften fazlası var Alman işinde sanırım (Evvel Marc, Sonra Rasah, imdü Nele). Almanlarla dostluk kurmaya genetik yatkınlığım olabilir. Almanlar yenilince ben de yenilmiş sayılabilirim.

-Dün Mırmırıdan hocamla ve adaşım eşiyle buluştum, bir kahve içtim Groningen de. Sonra onlar beni burdaki Türk doktoralarla tanıştırdılar. Güzel bir yemeğin (+şahaaane sohbetin) ardından bir sokak konseri yakaladık. Çok yağmur yağdı, çok üşüdüm. Çok keyifli insanlar çok. Hepsine birer tane nazar boncuğu takacağım.

-Bisikletle mobil olmak dünyanın en güzel bir şeyi. Sırf bu yüzden dönüp dolaşıp buralara yerleşebilirim(zzz). Kendime not: git pisiklet farı al, kalın zincir al, eşek olma.

-Perşembe vize işleri için Stockholm'deyim. Akabinde home sweet home Jönköping. Deniz' e diyim de bana bir somon yapsın (Sana diyorum sana). Yapar da mübarek insan, kıyamaz. Hikmetinden sual olunmaz.

-Sabah sabah fotoğraf baktım bi dolu (Facebook crisis). İstanbul'u özledim, insanları özledim, bir zamanı özledim. Sonra camdan dışarı baktım geçti.

-Ne iyi yaptım da geldim yaw..

Hiç yorum yok: