Bir heyecan fırtınasıdır gidiyor efem. Şu blog u günlük gibi kullanmayayım dedikçe düşülesi notların hacmi artıyor. Bir de dillere pelesenk olmuş "insan unutur", kendimize not düşmek lazım o sebepten.
Bir telaşla, apar topar Türkiye'ye gittim geldim. Nasıl oldu nasıl bitti bişey anlamadım. Çok daha acısızdı lakin. Daha kafam rahattı. İlk gelişmiş tokat gibi çarpan surata. Bu sefer baya evimi falan bile özledim o kadar. Bu Türkiye seyahati -biraz da İzmir'den ve şenlikten mütevellit- kakaolu soya sütü gibi pek bi tatlı oldu.
Neyse efem, yazın nasıl yapsam da şu Kanada da düzenlenen organizasyona gidebilsem diye düşünürken vize mevzusu mali problemlerden de beter çıktıydı. Öyle ki İskandinav ülkelerinde yaşayan insanlar vizesiz Kanada'ya giriş çıkış yapabildiğinden burdaki hiç bir elçiliğin vize işlemleriyle ilgilenmiyor oluşu bir yana dursun, bana vize almam için Londra'ya gitmemi önermeleri bambaşka oldu. Vize almak için vize almak ne cins bir durum ola ki. Viva 3rd world citizens!
Tam bu saymalar sövmeler arasında burda doktora yapan bir güzel Huriye Abla dedi ki bana, "Özge Özge benim abim Connecticut da sen git onlarla kal, yazın orda çalış, Amerika da takıl, ordan da mevzu için Toronto'ya geçiverirsin bir günde vize alıp". Ben dedim: "Bir daha söyle!" =)
Öyle böyle derken yeni dünyayı göreceğiz en sonunda. Aman aman.
Amma velakin heyecanım bundan mıdır? Neiiin! Uçak biletlerine bakarken en uygun uçuşun Reykjavik İzlanda üzerindne olduğunu görünce bir dizlerim çözüldü, bir gözlerim karardı. Böyle oturduğum yerde bir gittim geldim. Tam yanıbaşımda da pek saygıdeğer freundum Rasah da aşka geldi. Dedi "O kadar gidecen de iki saat mi kalacan havalannından çıkmayacan mı? Hem benim arkadaşlarım var misafir eder, ben de gelem araba kiralayalım, 4 gün turalayalım adayı bişey bişey" Hoppaaaaaaaa!!! diyip bir çıkmışım kanepenin üzerine, sen de kolbastı ben diyim çayda çıra, öyle koreografi görmemiştir cümle alem.
Şimdi oturdum oturduğum yerde felaket teorileri üretiyorum. İşte vize alamıycam, Vize alsam da Rasah vazgeçecek İzlanda işinden, lastik patlayacak, şöför atlayacak, inek dağa çıkacak bilmem ne. Ama nicedir hissetmediğim bir heyecan bişeysi de bööle geldi oturdu mideme. Pek güzel pek güzel.
Haftaya hep beraber günübirlik benim vize görüşmem için Zitokolme gidilecek bakalım. Incredible 4 olarak gidip vizeyi alıp gelecez işalla amin.
Şu son 3 haftasına girmişkene okulun, hala başlanmamış bir festival projesi ve flash animasyon projesi duradursun, ordan oraya pervane gibi dolanmak güzel.
Sevgili günlük,
yazıma çok sevdiğim bir şarkı sözüyle son vermek isterim:
"Hop tiraliralelli naynananininom
Hooop tiralirallelli nayninanom"
Bir de hiç yoktan halk kahramanı Gongo'yu da kaybettik ya kafamıza pırt yapsınlar...
1 yorum:
one minut. küçüğümsün daha ağırını söyleyemiyorum.
b*k ye.
Yorum Gönder