11 Ağustos 2009 Salı

Türkiye'den yurtdışına gelen öğrenci profili.....

.....deli ediyor beni deliii! diye şarkı yapacağız Deniz'le oturup tez zamanda. Olmaz arkadaş böyle birşey!
Nasıl seçiyorlar nasıl beceriyorlar da bu bilhassa ex-change gelen insanları adaptasyon özürlü, dışa açılım ruhu sıfır, geleneksel poaça tadında seçebiliyorlar anlayabilmiş değiliz.
Kiminin yurt dışında birşeyler deneyimlemeye dair en ufak bir hevesi yok, böyle birileri ite kaka yollamışcasına... Kimisinde insanın içini ekşiten bir arabesk, her daim vatan hasreti (saysan 2 ay olmamıştır çıkalı tr den ama tarhana görür rüyasında), kimisi anlaşılması mümkün olmayan geleneksel bir kafada, karma yurtda kalmak istemez, erkekle aynı banyoyu kullanmak istemez, kimisi Türkiye'de yapamadığı her boku yemek için akıl almaz bir kaşarlık sergileri tabu mabu allah ne verdiyse yıkar geçer kafasındaki hastalıklı batı fikri yüzünden, kiminin dünya dan haberi yoktur, bir google a okulun adını yazıp da aratmaktan falan acizdir....
Yani ne biliyim, yıllar var ki Portekiz örneklerinden beri şunu şöyle bağıra çağıra dile getirmek istemişimdir de bir türlü cesaret edememişimdir. İşte insanı hor görmemek lazım falan feşmekan diye. Ama yok yaw!
Herşeyden evvel nasyonalist tarafım gıcık oluyor benden bağımsız (varlığı benden bağımsız zaten o tarafımın, o sebepten gıcık olmasının önüne de geçemiyorum) Yani bu ex-change için gönderilen insanlar bir yerde burdaki Türkiye oluyor işte. bunu anlamak bu kadar zor mu. Ne alaka ki not ortalamasına bokuna püsürüne bakarak adam seçersin. Adamın gpa sinin 3.5 olması kazma olduğu gerçeğini değiştirir mi? Yani Deniz anlatıyor işte, hayatında iki kere Taksim'i görmeden İstanbul Üniversitesinde okuyan adamı yurt dışına yolladılar diye. O adamın ne deneyimleyip ne biriktireceğini, kimi nasıl temsil edeceğini hesaplayarak yola koyarsın?
Bu temsil işi de ex-change in özünde var işte. O şaşaalı international day ler bişeyler... Adam zaten safi Made in Turkey. Neyin özellikli olduğunu ayırt etme kabiliyetinden yoksun. O yüzden tabi ki kalkıp Mevlana'dan Efes'den Efsanelerden ülkenin geçirdiği tarihi süreçten bahsedecek değil. Açacak bir Tarkan, oynama şıkıdım şıkıdım, arkasından bir Sertab Erener "everyway that i can". Kabab is our food ACTUALLY and ayran is very delicious (burda actually ingilizce de eriştiği level a vurgu çekmek için.)
Oyhh neden böyle sosyal patladım? Şu sebepten: Biz geliyoruz tereley diye Tr den mesaj atan isnanlardan sadece bir (rakamla 1) tanesinin kafasının çalışması gerektiği şekilde ve gerektiği kadar çalıştığına kanaat getirdik cümleten.
(Onda da yanılıyor olabiliriz.)
Ha bütün bu mevzuyu küstahlık, burnu büyüklük olarak algılamak da mümkün. Doğrudur.
Çok da fifi!

5 yorum:

c dedi ki...

milli egitime faks gectim, bundan sonra isvece kalibrenize uygun insanlar yollayacaklar.

K. A. dedi ki...

bize de hibe çıkmaz. erasmus ile gittiği yerde sadece ders çalışan adam gider ve döner.

elinethuil dedi ki...

Oy Ata Kardeşim ben sen gittin sanıyorum Portekiz'e =(
Vay arkadaş hayret!

beyenpe dedi ki...

agir olmus biraz. kendimi kotu hissettim acikcasi, hangi siniflandirmana soksam sasirdim kendimi.kasar olmadi, erkekle ayni banyo olmadi, cok geleneksel degilim, biraz ice kapanik ama o bunyeye uzun zamandir hakim. o sectiginiz 1 kisi de kimdi merak ettim. kendime konduramadim da :)

Not:Creative industry calisirken ordan oraya derken senin bloga dusmusum vay halime...

elinethuil dedi ki...

bir cinnet anıdır bu. ama bugün de yazsam aynı şeyleri başka bir uslupla yazarım sanırım. o 1 kişi de sensin. seçilmiş falan geçiniz bunları kuzum! =)