5 Ekim 2009 Pazartesi

procrastination



kümülatif olarak artan bir "to do list" in karşısında, periyodumdan mı stresten mi olduğunu bilmediğim bir karın ağrısıyla kıvranıyorum.
saat olmuş yine 23:00...

....


master'ı en çok sonunda 'bir şey' e odaklanmak ve bütün eforumu ona sarf edebilmek için istemiştim.
şimdi aynı sebepten doktora hayali kuruyor, ruhiye ablayla groningende bir kafe, murat abiyle jönköpingde bir restoran açma planları yapıyorum.
ve rasayla tam olarak maksatının ne oldugunu kendimizin de anlamadığı ve plan sayılamaycak kadar soyut hayallerimiz(!)var oturup üzerine ciddi ciddi kafa yorulabilecek cinsten. denizle yaptığımız kayıtları ve "bir sekiz şarkı daha çıkartırsak turneye oynarız" nidalarımızı saymıyorum dahi...

şimdi tam şu anda, gender üzerine bir makale teklifi yazmam gerekirken, diğer taraftan birbiriyle alakasız konular üzerine okumam gereken 2 tane economic history makalem var farklı tablarda açık. hiç öğrenmediğim advanced calculusu bir kaç haftada öğrenip, advanced mikro'dan geçmem; game theory nin anasını ağlatıp markets and competition ödevini hazırlayabilmem lazım. türlü tez okumaları yapıp bir taslak çıkartmam, o çıkarttığım taslağı tez elden isveç deki hocama göndermem lazım. kışı hastalanmadan geçirebilmek için haftada en az bir kaç gün spor yapabilmem, ve zıçtıımın gre sini verebilmek için de bir kaç saat verbal pratiğine zaman ayırmam lazım. bu hafta sonu adam gibi sınavlara çalışabilmem lazım ki deniz geldiğinde huzurlu bir haftamız olsun veakabinde istanbul'a ve oradan ankara'ya gidebilirim.
sonra geri gelirim...
sonra hikaye başa sarar...

.....

çok nadir anlar var yaptıklarımın hepsinin birlikte bir şeye hizmet ettiğini hissettiğim... o anı o şekilde tutmaya çalışıyorum ama olmuyor. parçalarımı bir araya getiremiyorum. sonunda kendimi "hiç" yaparken buluyorum.
birgün, çok uzun süre "hiç" yapmış olmaktan korkuyorum. kendimi mütemadiyen "hiç" yapmaktan yakınırken bulmaktan korkuyorum en kötüsü, ve bunun için alakasız şeyleri suçlarken bulmaktan...

yapılacakları ertelemek için, bunun gibi gereksiz uzun yazılar yazmayı alışkanlık haline getirmekten korkuyorum bir de...

Hiç yorum yok: