ağlamanın eşiğindeyim. delirmenin eşiğindeyim. izledikçe ordan burdan videoları, milletin halini gördükçe, burdaki refahı gördükçe ciğerim acıyor. resmen nefesim daralıyor. ne yapmak lazım? nasıl yapmak lazım? isveç de market raflarındaki ülker ürünlere mi güleyim, "karımı hastaneye götüremiyorum minübüs param yok" diyen güzel insanıma mı ağlayayım? ev arkadaşım jönköping belediyesinin gençler için açtıkları ücretsiz gençlik merkezlerinde kız öğrenci katılımını nasıl arttırabilirler konulu bir marketing çalışması yaparken, mevzu gözümün nuru ülkemden açıldığında buradaki insanlara "dershane"nin ne olduğunu anlatamıyoruz.
"dersane ya dersane işte. insanların okuldan sonra çocukları gitsinler diye meblasını ödeyebilmek için kredi falan çektikleri yerler. öğretmenlerin evdeki çocuklarını doyurabilmek için okuldan sonar çalıştıkları hani. neden hem de biliyor musunuz? bir üniversiteye kapak(!) atabilsinler diye. aç bilaç, ceplerinde üç kuruş harçlıkla okuyup sonra işsiz kalmak için. that simple!"
feci bir delirmenin eşiğindeyim, acilen kendimi aptallaştırmam lazım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder